28 Şubat 2015 Cumartesi

KARANLIK ATEŞ - KAREN MARIE MONING (Ateş Serisi )

  " Ölmeyi beklersen, " dedi, "...ölürsün. Düşüncenin gücü, insanların sandığından çok daha büyüktür. "
 Orjinal Adı : Darkfever
Yazar : Karen Marie Moning
Sayfa : 344
Yayın Evi : Epsilon
Çeviri : Aylin Kalav
Tür : Fantastik
Seri Sıralaması : 
1 - Karanlık Ateş 
2 - Kan Ateşi 
3 - İntikam Ateşi 
4 - Rüya Ateşi 
5 - Gölge Ateşi 
*****
Hayatının tek derdinin pembe ojesinin bozulması olan ve bunun böyle sonsuza kadar süreceği güvencesiyle mutlu yaşayan Mac için havuz başında aldığı o telefondan sonra, hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktır. Üniversitede okuyan kız kardeşi Alina, vahşice öldürülmüştür. Üstelik cinayet dosyası delil yetersizliğinden kapanmıştır. Ailesi ve Mac bu kayıpları, Alina'ın ölümü karşısında hiç bir şey yapamazlar ve çaresiz bir yas içine girerler. Mac tüm bu süre boyunca bozulmuş olan telefonunun yerine yenisini alır ve tüm yaşananların öncesinde gelmiş bir sesli mesajla karşılaşır. Kız kardeşinin ölümünden bir süre önce gönderdiği bir mesajdır ve Alina onu uyarmaya çalışmıştır. Mac, kardeşinin dosyasının böyle aniden kapanmış olmasını içine sindirememişken, mesaj sonrası yerinde duramaz. Ailesinin tüm itirazlarını göz ardı ederek olayı kendisi çözmeye karar verir ve Georgia'dan Dublin'e gider. 
 Dublin de daha önce fark etmediği değişik şeyler, yaratıklar görmeye başlar. Yolunu kaybettiği bir anda rastladığı kitap evinin sahibi Barrons ile tanışır ve olaylar artık kontrolden çıkmıştır. Bu bilmediği ama bir o kadar dahil olduğu yeni dünyaya alışması gerekmektedir. Bulmaları gereken şey, hem Dünyanın kaderini etkileyecektir, hemde tüm sorularının yanıtı olacaktır. Ancak bu uğurda karşı karşıya gelmek zorunda oldukları doğaüstü yaratıklar vardır..
"Herhangi başka bir insan olsa, köşeyi döndüğü anda bir güç tarafından geri püskürtülmüş gibi hafifçe sarsılıp tökezler ama hemen toparlanıp göremediği şeyin yanından geçip gidebilirdi. Böyle zamanlarda 'ay bana ne oldu anlayamadım... Ayaklarım birbirine dolandı.' Dediğinizi anımsıyorsunuz değil mi? Bence durup tekrar düşünün!"
Sıra dışı bir kitaptı. Yaratıklar ve türleri... Ortaya çıkışları, özellikleri.. Kısaca, heyecanla karışık büyük bir merak duygusuyla sarıldım kitaba ve sayfalar akıp gitti. Çok eğlenceli bir dille yazılmıştı. Çok sevdim diyebilirim. Serinin devamı için sabırsızım çünkü tam yerinde kesmişler. Ne oldu? Ne bitti derken bir baktım ki son sayfa. :P  Bir parmak bal çalındı ağzıma ve devamını istiyorum :D Belki devamında, şu çokça methedilen Barrons'u severim. Şuan için pek ışık yok :v 
Keyifli Günler ^^

 Puanım :



25 Şubat 2015 Çarşamba

Mim : Kitap Tag (:

Sevgili Kitap Tutkusu ♡♥  ve Kitap Kavanozu beni bu harika etkinliğe mimlemiş.  Soruları çok sevdim. Kendilerine teşekkür ederek, cevaplamaya başlıyorum ^^

 1- Kitap okumak için evde belli bir yerin var mı?
Yok. Genelde canım nerede çekerse orada açıp okuyabilirim.

2- Ayraç mı yoksa rastgele bir kağıt parçası mı?
Aslında her şey olabilir. Ama bazı ayraçlarımı her kitaba benimle sürüklediğim doğrudur :D 

3- Kitap okumayı belirli bir zamanda mı durdurursun yoksa belirli bir bölümde ya da bölüm başında mı durdurursun? 
Bölüm başı. Hatta bu konuda takıntılı bile sayılabilirim. >_< 

4- Okurken yemek yemek mi bir şeyler içmek mi?
Iıı şey aslında bazen ikiside, bazende hiçbiri. :P Daha çok sakız çiğnerim ben >_<

5- Kitap okurken televizyon seyretmek mi müzik dinlemek mi?
Kendi seçimimse tabi ki müzik dinlemek ama tv yanında da kitap okuyabilirim. Pek etkilemez beni. 

6- Tek seferde bir kitap mı yoksa birden fazla kitap mı?
Tek kitap. Sindire sindire, tadını çıkararak okumak harika ^^

7- Okurken evde mi yoksa her yerde mi okumayı tercih edersin?
Hiç fark etmez. Evde veya parkta, otobüste hatta yürürken bile kitap okumuşluğum vardır :P

8- Kitabın, kafanın içinde yüksek sesle okunması mı yoksa sessizce okunması mı?
Sessizce okunması. O zaman tüm karakterleri kendi sesleriyle duyabiliyorum. Ama yüksek sesle olunca.. öyle bir şeyler işte. >_<

9- Önündeki sayfaları okur musun yoksa sayfaları atlar mısın?
Okumam. Almaya, okumaya karar verdiğim çoğu kitabın hakkındaki yorumları bile okumam. nerede kalmış öndeki sayfalar :O

10- Ciltli kitap mı karton kitap mı?
Ciltli kitap çekiciliği tartışılmaz *_* Ama kitap olsun da karton, cilt fark etmez bana :D

11- Kitap yazıyor musun?
Güzel soru. Sözüm ona her gün yazıyorum ama ortada tek satır bile yok. :P

 Kimseyi etiketleyerek sınırlamıyorum, ama yapmak isteyen herkes yapabilir ^^
Herkese Keyifli Günler (:

21 Şubat 2015 Cumartesi

GECENİN HÂKİMLERİ - J. R. RAIN

" Büyük bir anormallik, bir hata gibi hissediyorum. unutulmuş bir şey gibi. Görmezden gelinmesi gereken bir şey gibi. Korkulması gereken bir şey gibi.." 
  Orjinal Adı : Moon Dance
Yazar : J. R. Rain
Sayfa : 336
Yayın evi : Martı Yayınları
Çeviri : Şebnem Özcan
Tür : Fantastik, Paranormal,
*****
Bir süredir(uzunca bir süre) vampirlere doğru büyükçe bir eğilim vardı. (hala var :P ) Bende bu akıma kapılarak her türlüsünü okudum sanırım. Hatta bir noktadan sonra yeni ve farklı şeyler arayışına girmiş bile olabilirim. Evet, bu konuda hakkını vermek lazım ki, Gecenin Hakimleri beni epey şaşırtan, harika bir hikayeye sahipti. 
Samantha Moon'un hayatı altı yıl önce uğradığı bir saldırı sonucunda tamamen değişir. Saldırgana dair aklında kalan tek şey yakut taşlarla bezeli bir madalyonun görüntüsüdür. Hem, kendisine bu saldırıyı yaparak onu vampire dönüştüren kişiyi bulmak için araştırma yaparken, bir yandan da dedektif olarak çalışarak uykusuz geçen gecelerini dolduruyordur.  
Kapısını çalan bir işle, yeni bir maceraya atılacaktır. Müşterisi, saldırıya uğrayarak kafasından defalarca! vurulmuş, hayatta kalmış ve şimdide bunu kendisine yapanları bilmek isteyen esrarengiz bir avukattır. Samantha, altı yıl önce dönüştüğü şey hakkın da bilmediklerini-ki gerçekten hiçbir şey bilmiyormuş- bu iş sırasında öğrenecek ve farkına varmadığı güçlerini keşfederken olayı aydınlatacaktır. 
" Tanrım, Tadı çok güzeldi. O kadar güzeldi ve saftı ki! İyi çikolata ve kötü çikolata arasındaki fark gibi. İyi şarap ve kötü şarap arasındaki fark gibi. İyi kan ve kötü kan!. "
Samantha, şimdiye kadar okumuş olduğum diğer vampirlerden çok farklıydı. Daha gerçekçiydi sanırım. Bana her zaman kişinin vampire dönüşür dönüşmez içgüdüsel olarak her şeyi yapabilmesi saçma gelmişti. Samantha ise tamamen gerçekçi, başına bu tür olay gelmiş, bilmediği bir şeyle karşı karşıya kalmış sıradan birinin davranacağı şekilde hareket ediyordu. Dönüşümünün üzerinden altı yıl geçmesine rağmen güçlerini ve yapabildiklerini anca yeni yeni öğreniyordu. Sanki onunla birlikte vampirliğin sınırlarını keşfettim. :D 
" Tanrım, Tekrar soruyorum: Ne tür bir kara büyü beni hayatta tutuyor?"
Herkese Keyifli Günler ^^

 Puanım:

18 Şubat 2015 Çarşamba

Yine Ben, Yine Kitaplar ve Yeni Bir Alışveriş ^^

 Hiç uyumadım. 
Zorlu bir görevi düşünmek ve becermek arasında geçen sürede yaşanır zaten, Ürkünç karabasan, çileli düş...
İnsan dehası ve Ölümcül Oyuncaklar,
Mecburi bir işbirliği başlatır ve insanın devleti, aynı küçük bir krallık gibi, yaşar iç savaşı.
William Shakespeare, Jules Ceaser
Fuara kadar kitap almayacağım mı demiştim?. Artık kendime pek güvenim kalmadı :p Tutkularıma çabuk yeniliyorum. :/
Ama ne yapabilirim ki? Ölümcül oyuncaklar serisini uzun zamandır okumak istiyordum. (yıllardır evlat :3 ) 
Aşağı dünyalılar-ki bunlar vampirler, kurt adamlar, şekil değiştirenler ve iblisler gibi birçok doğaüstü yaratığı içeriyor- ve insanları onlardan korumakla görevli gölge avcılarının üzerine kurulu harika bir fantastik. Almaktan ümidi kesince ilk kitabı Ebook olarak okudum diyebilirim (kısmet olursa bir gün yorumlayacağım. :/ )  ama seriyi kütüphaneme katmak konusunda hevesliydim. Nasıl olunmaz ki? Herkesin arşivi için isteyeceği bir seri *_* Nitekim fiyatlar her zaman bütçemi zorlamıştı. Ta ki Nadir Kitap'ta denk gelinceye kadar. Nadir Kitap, Türkiye'nin en büyük sahaf ağı. Bende en sıkı takipçilerinden biriyim sanırım. Daha önce pek çok kez kitap aldım ve gerek kitapların temiz ve sağlam oluşundan, gerekse gönderim hızından dolayı tercih etmeye devam edeceğim bir site. Aradığım, almak istediğim kitabı sorgulayacağım ilk yerlerden biri. Ve hiç pişman olmadım.
Bursa kitap fuarına sayılı günler kala listemdeki bu seri hakkında konuşurken, fazla bir indirim olmayacağı gerçeğiyle yüzleşiyordum. Fuardan mı yoksa netten mı daha uygun derken bide Nadir Kitaba göz atayım dedim. 
Oda nesi O.o Ben arşivime eklemek isterken birileri onları satışa çıkarmış. Bencilce olacak ama iyi ki de satmış :D Bulduğum an inanılmaz mutlu oldum ^^ Ana serinin dört kitabı ve yan serinin iki kitabı bu güne kadar denk geldiğim en iyi fiyattı. Bir dizi saçma sevinç nidalarım sonrasında kaçırmadan almak istedim. :v  
Ve gördüğünüz gibi bugün elime ulaştı. Harika görünüyorlar. Hiç okunmamış gibiler. *_*
  Teşekkürler Nadir Kitap ^^
Herkese Kitaplarla Dolu Musmutlu Günler (:

14 Şubat 2015 Cumartesi

OTOHAYAT V - 60'dan 70'lı YILLARA ve SUPERNATURAL! (Ve En Klasiğinden AŞK!)

Yazıma bir itirafla başlamak istiyorum.
Yıllar önce Tv de zap yapma şampiyonu olmaya çalışırken, birden 'O'nu gördüm. Gözlerim araba farı misali açıldı ve kilitlendim. Ekrandakinin bir dizi olduğunu fark ettikten sonra ise artık bağımlıydım. Heyecanla bekleyip tadını çıkartarak izlediğim bölümlerin tekrarını bile kaçırmazdım. Tabi ki o dizi Supernatural dan başkası değildi. 
Dizide onu gördüğüm her an, heyecanla karışık mutluluk çığlıklarıma engel olamıyordum. Sanırım aşık olmuştum... 
Hayır. Ben ne Dean ne de Sam hatta Castiel fanı değilim :P [hepsini birden seviyorum 3:) ]
 Ben o harika şeyin, 67 impala'nın fanıydım. Sesi, görüntüsü, karizması... Bittim ben!..
Evet görüldüğü üzere dengesiz biri olarak tabi ki gidip arabaya vuruldum . E dolaylı olarak, yani arabaya gözü gibi baktığı ve ona sahip olduğu için Team Dean oldum sayılabilir :p 
Neyse konuyu fazla dağıtmadan sadede geleyim, gelmeye çalışayım.
 Şu sıra dersti sınavdı kitaptı derken hepsinin içinde tuttum Supernaturalı tekrar izlemeye başladım. Kötümü oldu? Hayııırr. En son 5. sezon sonlarındayken bırakmıştım, bırakmak zorunda kalmıştım :v Şimdi sıfırdan başlamak harika. Supernatural her bölümde sinema etkisi bırakarak beni mutlu ederken diziye yıllar önce nasıl başladığım ise (bkz. yukarıda ) her bölümde aklıma geliyor. Nasıl gelmesin o harika makine her bölümde salınıp dururken.. Dean ve Sam in yol arkadaşları. Her bölümün göz bebeği ve dünyanın en önemli arabası; 67 chevy impala, 3023 mm'lik dingil mesafesinde 1755 kg ağırlık ve 155 beygir güç barındıran bir canavar. Zamanın en iyilerinden biri *_*
O yıllarda üretilmiş olan birçok modele hayranım. Impala da bunlardan biriydi. Diziden esinlenerek bu yazıyı yazmaya karar verdim. Şimdi o çeyrek asırlık birkaç yakışıklı ile sizi tanıştırayım ^^
Impala olmasaydı hangi model olurdu sorusuna cevabım tereddütsüz bir şekilde tabi ki 'Mustang'. 
Mustang aşkımı bilmeyen yoktur sanırım. Beni soluksuz bırakabilen nadir makinelerden. Birçok türü var. Gt, Shelby, Fastback.. Tabi ki ben yeni, eski her modele hastayım. Ford 1964 yılında Falcon modelinden esinlenerek Mustang'i çıkardığı, sadece bu modeli piyasaya sürdüğü için bile benim gözümdeki en iyi, marka.. *_*

***
Dodge Charger ( Challenger) ; Etkileyiciler ailesinin gözümdeki bir sonraki üyesi. Klasik oto severler için vazgeçilmez bir araba. günümüzde piyasaya çıkan modelleri de gerçekten etkileyici.   
***
Ve son olarak Chavrolet Camaro. 
Tam burada bir konuya değinip Kısaca bilgi vermek istiyorum; 


1968 model Chevrolet Camaro ss, 1967 Ford Mustang Shelby gt500 ve 1968 Dodge Charger (Challenger) ile muscle car aleminin üç silahşörlerini oluşturur. 
Burada modellerin yeni(nerdeyse yeni) nesillerini görüyorsunuz (:

2011 yılında Chevrolet'nin 100. yılı nedeniyle gerçekleştirilen bir takim etkinlikler içerisinde tüm zamanların en iyi/güzel Chevrolet modeli 1969 Chevrolet Camaro seçilmiş. İnternet üzerinden yapılan online oylama sonrası belirlenen model için yaklaşik 125,000 kisi oy kullanmış. Finale 1969 Camaro ve 1970 Chevelle ss kalmış .4 bölümlük eleme turlarından sonra en çok oyu alan Camaro birinci seçilmiş.
 Ben olsam muhtemelen Impalaya oy verirdim ama bu camaro ya ölmediğim anlamına gelmez. :P Hele yeni modelleri ve makyajlanmış hali beni alır götürür.
***
Son demiştim ama dayanamayıp bir son daha eklemek istiyorum. 
Pontiac!.
 Kendisi bir amerikan otomobil markasıdır. İsmini bir Kızılderili Şefi Pontiac Obwandiyag'dan almış ve General Motors tarafından , ABD'de 1906'dan (ki buda onu, şimdiye kadar saydığım arabaların dedesi yapıyor. ) 2009 yılına kadar üretilmiş sonra kriz sebebiyle üretime durdurma kararı alınmış. 
İzleyenler belki hatırlar, zamanın en harika dizisi Kitt de Maykıl Nayt(^^) abimizin harika arabası da 1982 model bir Pontiac'tı. 
Ben arabayı son olarak Transformers da Jazz karakteriyle gördüm sanırım. :P
 Gerçekten tarz sahibi bir markaydı ve modelleri çok güzel. 

Ve kendimi epey kaptırdığımın farkına varıyorum. Durmalıyım yoksa bu post bitmez. 
Bana tahammül edip, buraya kadar okumuş olanlara saygılar, selamlar.. 
Herkese Keyifli Günler Dilerim. ^^





9 Şubat 2015 Pazartesi

DAVET - J. K. BECK (Gölge Varlıklar Serisi 1)

" Bazen her şey gridir. Özellikle de bu dünyada. "
 Orjinal Adı : When Blood Calls
Yazar : J. K. Beck
Sayfa : 501
Yayın evi : Arunas Yayıncılık
Çeviri : Burcu Çelik
Tür : Fantastik, Aşk
Seri : 
1 - Davet
2 - Nefes
3- Tutsak
*****
" Vampirler, Şeytanlar, Kurt adamlar. Yalnızca efsane olduğunu, çocukları korkutmak için anlatılan hikâyelerde, korku filmlerinde geçtiğini, kabuslarda karşımıza çıktığını düşündüğünüz şeykerden bahsediyorum. Bunların hepsi gerçek. Dışarıdalar. Bazıları da Hollywood'un gösterdiği kadar şeytani. "
Sara, girdiği her davadan başarılı olarak çıkan bir savcıdır. İstediği tek şey adaletin yerini bulmasıdır.  Bu hali üst kademeden birilerinin dikkatini çeker ve Sara beklenmedik bir terfi alır. Artık çok farklı ve gizli bir birimde görev yapacaktır. Bu birim ona bilmediği ve hayalinde bile görmediği yaratıkların yaşadığı farklı bir dünyanın kapılarını aralar. 
Gördüklerine ve yeni konumuna alışamadan kendisini çok önemli bir davanın ortasında bulur. Üstelik sanık sandalyesindeki kişi, bir gece önce tanıştığı ve ona inanılmaz anlar yaşatan adamdır.
Luke, işlediği vahşi cinayetten sonra yakalanıp tutuklanmış bir vampirdir. Bu cinayet geçmişinde işlediği pek çok suçla birleşince idam edilmesine kaçınılmaz gözüyle bakılmaktadır. Sara, bir yandan adilce kararlar vermeye çalışırken, diğer yandan da Luke için hissettiği çekime karşı koymak zorundadır. 
Hesapta olmayan başka cinayetler işlenmeye başladığında ise ortalık iyice karışacaktır. 
Gölge varlıkların dünyasıyla tanışmaya hazır olun. Onlarında kanunları var ve cezaları bizimkinden daha ağır!. 
Yazarın anlatım tarzını ve kurgusunu çok sevdim. Kitap, son bölüme kadar karmaşık bir iplik topağı gibi.. Hangisi doğru uç bilemiyorsunuz ve tahmin etmeye, çözmeye çalışıyorsunuz. Ben böyle kitaplara bayılırım.. (:  Kapıldım, sürüklendim ve çok çabuk bitti :/ Neyse ki devamı var ve ben ilk fırsatta okuyacağım, ^^
Herkese Keyifli Günler (:

Puanım :






5 Şubat 2015 Perşembe

JEB We MET

 Yönetmen : Imtiaz Ali
Tür : Romantik Komedi
Senaryo : Imtiaz Ali
Yapım Yılı : 2007
Ülke : Hindistan
Süre : 137 dakika
Oyuncular : 
Shahid Kapoor

Kareena Kapoor

Tarun Arora

*****
Geet (Kareena Kapoor), treni hep son anlarda yakalayan, hayatını uçlarda yaşayan, başına buyruk, çenesi düşük bir kızdır. Yine son anda yetiştiği o trende, vagondaki yerine oturmuş olan Aditya (Shahıd Kapoor) ile karşılaşır. Aditya'nın annesi başka birine aşık olduğu için terk etmiş, babası ise bir süre önce ölmüştür. Ona miras bıraktığı şirket ise borç batağında ve gün geçtikçe batmaktadır. Depresyonda olan Aditya'nın en son istediği şey yanında birilerinin sürekli konuşmasıdır ama farkında olmadan Geet'i başına bela almıştır bile. 
Bir sonraki istasyonda habersizce trenden inip kurtulmak ister ama Geet fark eder. Onu geri döndürmeye çalışırken artık ikisi de treni kaçırmıştır. Geet onun yüzünden treni kaçırdığını söyleyerek peşini bırakmaz ve kendisini evine götürmesini ister. 
Geet'in evine giden bu yolculukta ikisinin hayatı da değişecektir...  
Shahid'in izlemediğim bir filmi var mı acaba. :P 
Gerçekten bağımlılık yaptığına dair şüphelerim var.( ben oldum orası kesin >_< ) Haider hariç tüm filmlerini izledim sanırım. İşte Jeb We Met de bu aklıma estikçe izlediklerimden. Geet'in enerjisi pozitifliği her defasında sarıyor beni. Ne diyebilirim ki, bu tarz filmleri seviyorum. Hele Bollywood yapımıysa ^^ 

Trailer ;




Film Müzikleri; 
(Besteciler; Sanjoy Chowdhury, Pritam Chakraborty, Sandesh Shandilya)
01 - Mauja Hi Mauja
02 - Tum Se Hi 
03 - Ye Ishaq Hai  
04 - Nagada Nagada 
05 - Aao Milo Chalo 
06 - Aaoge Jab Tum 

Filmi tek part izlemek için Tıklayınız!

Herkese Keyifli Günler ^^

3 Şubat 2015 Salı

ŞEYH ve ESİRİ - EMMA DARCY

  " İşte Ümit Burnu'ndayız. Aşağıda iki büyük okyanusun birleştiğini görüyorsun, Emily. " diye fısıldadı kulağına.
" Ama bir belirti olmalı. Dalgalar yada birbirine karışan sulardaki renk farklılığı..."
" Ama bunların yerine sadece uyumlu bir akış var. Farklı yerlerden geliyor olmaları bir bütün olmalarını engellemiyor. Doğada işler böyle yürüyor. Sınırları yaratan sadece insanlar. "
 Orjinal Adı : Traded To The Sheikh
Yazar : Emma Darcy
Sayfa : 112
Yayın evi : Harlequin 
*****
Geçenlerde Kütüphanemden Kitap Manzaraları ile karavanlardan bahsederken, en lüks olanının Dubai ye, bir şeyhe satıldığını konuşmuştuk. Sonra öğrendim ki şeyhlerın sadece pahallı arabaları ve çenemizi yoran servetleri yokmuş. Onlar aynı zamanda kitaplarında aranan karakterleriymiş (taabiki ben bu konuda çokça cahill.. Çünkü azıcık hatta hiç bd okumadım diyebilirim >_< ) Klasikleşmiş inatçı, sert ama çarpıcı bir adam ve sahip olmaya çalıştığı güzel bir kadın.. 
Şeyh Zageo bin Sultan Al Farrahn (İsmin kısalığına! bak. Ezberliyinceye-kadar-ölesi-gelir-insanın türünde >_< ) sahip olduğu mülkün yakınlarında herhangi bir uyuşturucu kaçakçılığına veya yasa dışı bir işe izin vermiyordur. Tam da bunun için limana yanaşmış olan yatın sahibi ise yakalanmıştır ve Şeyhe teklif olarak kendisiyle birlikte getirdiğini idda ettiği, el değmemiş bir kadını sunar. Şeyh kadın ticaretine karşı olsa da adamın anlattığı kızı çok merak etmiştir ve getirtilmesini ister. 
Emily ise kız kardeşiyle buluşmak için ucuz yoldan deniz aşırı yerlere gitmenin tek yolu olarak, temizlik işinde çalışması şartıyla bu yata binmiştir. Demirledikleri adada Emily yat sahibinin kötü niyetinden iyice emin olarak kaçmaya çalışır. Karaya çıktığında ise kendisini şeyh adamlarının ortasında bulur. 
Yapılan anlaşmalar, inatlaşmalar ve karşı koyamadıkları çekim onları büyük bir aşka sürükleyecektir. 
Çokça sevdim. Daha çok beyaz dizi okumalıyım. (:
Ve daha çok sevdiğim bir başka şey, birlikte kitap okumak ^^ 
Kitabı Kütüphanemden Kitap Manzaraları ve Kitap Tutkusu ile birlikte okuduk. (yorumları için isimlere Tık Tık! ) Daha sık yapmalıyız ^^ :)
Herkese Keyifli Günler..

Puanım :