5 Kasım 2015 Perşembe

SÜRPRİZ BALAYI - CHRISTINE BELL

Orjinal Adı : Down For The Count  
Yazar : Christine Bell
Sayfa : 351
Yayın evi : Nemesis Kitap
Çeviri : Pınar Polat
Tür : Günümüz Aşk
*****
Dudaklarını kıpırdatmak için kendini zorladı. " Benimle bir oyun oynamak istermisin?"
Galen'in yüzündeki o ifade umut muydu yoksa acıma duygusu muydu? Korkusunu bastırarak ağırlığını bir ayağından diğerine vererek onun cevabını bekledi.
Galen sonunda "Ne tür bir oyun?" dedi.
Lacey'nin kalbi şiddetlice atıyordu ve içindeki umut, kalbinin yerinden fırlayacak gibi çarpmasına neden oluyordu. " Ben daha önce hiç.. isimli bir oyun.."

Düğünü Lacey Garrity'nin en mutlu günü olması gerekirken, gördükleriyle büyük bir yıkıma uğrar.
 Nişanlısı hatta birkaç saat önce kocası olmuş kişiyi nedimesiyle, en yakınlarından biri olarak bildiği çocukluk arkadaşıyla yarı çıplak halde basar. Beyninden vurulmuşsa dönmüştür. O sırada bu olayı görmesini isteyeceği en son kişi de olaya tanık olur. Diğer en yakın arkadaşı Cat ve onun yakışıklı abisi Galen. 
Cat ortalığı yatıştırmaya çalışırken abisinden Lacey yi alıp götürmesini ister. 
Gittikleri kır evinde Lacey'nin olanları düşünmemesini ve üzülmemesini isteyen Galen, onu oyalamak için basit bir oyun önerir ve ikisinin de farkında olmadıkları bir çekimi ateşler.
Sabah olduğunda Lacey herkesten kaçmak için ayarlanmış olan balayına gitmek istediğini söyler ve artık bir eşi olmadığı için Galen in onunla gitmesini ister. İkilinin evli bir çift gibi gittikleri Porto Riko daki tatil köyünde aralarında geçenler ve yaşadıkları yakınlaşma ikisi için de unutulmaz olacaktır.. 

Neye niyet neye kısmet vakaları hep bende vuku buluyor :D Bir şey yazmak için Pc açıp, bambaşka bir şey yazarken kendimi buluyorum. Kitabı kaç ay önce okuduğumu bile unutmuşken hakkında yazı yazabileceğimi düşünmem saçma oldu ama bir şeyler karaladım sanırım >_< :D 
Kitabı çok sevdim. Yazarın daha önce de Kiralık Eş kitabını okumuştum ve bayılmıştım. Sürpriz Balayı kitabına da hevesle başladım ve beklediğim gibiydi. Tabi ki sırada Kiralık Sevgili var. ^^ 
Herkese Keyifli günler (:




12 Ekim 2015 Pazartesi

KARANLIKTA - LAURA KAYE - (Hearts in Darkness - 1 )


Orjinal Adı : Hearts in Darkness
Yazar : Laura Kaye
Sayfa : 160
Yayın evi : Novella Yayınları
Çeviri : Güneş Demirel
Tür : Aşk, Macera, Yetişkin
Seri ; 
1 - Karanlıkta
2 - Love in the Ligh

*****
Bu kısacık ama bir o kadar vurucu etkiye sahip olan kitabı çok sevdim. Hikayenin, iki karakterin bakış açısını da bizlere sunması çok hoş. Böylece 'karanlıkta' kalan bir kısım olmadı gözümde. 
Kitaplara giriş cümlesi olarak Shakespeare'in sözü konulunca ilk sayfadan kitap benim biriciğim oluveriyor :D Ama bu kitap; o kadarla kalmayan, birkaç saati anlatmış olsa da bizde harika hisler uyandıran ve son sayfayı okurken mutlu bir sırıtış, 'keşke bitmeseydi' ya da ' ikinci ne zaman çıkacak ki??' gibi sitemleri de ardında bırakmış olabilir. ^^
" Aşk gözlerle değil zihinle görür; bu yüzden kanatlı Aşk Tanrısı kördür. "  
Tutku dolu bir asansör macerasına var mısınız?
Makenna bir yandan asansöre yetişmeye, öte yandan da telefonunu ve ardında sürüklediği çantalarını toparlamaya çalışırken kapıyı onun için tutan adamın yüzüne hiç bakamadı. Onun hakkında aklında kalan tek şey kolundaki ejderha dövmesiydi. 
Caden ise gördüğü ilk anda dağılmış olan saçlarına ellerini daldırmak istedi ama Makkenna ya ait aklında kalan tek özelliği kızıl saçlarıydı.
 Asansör hareket etti ve bir anda her şey karardı. 
İki yabancı, birbirini hiç görmemiş iki insan ve birlikte geçirecekleri, ne kadar süreceğini bilemedikleri karanlık saatler. 
Caden korkularını makenna sayesinde yenecek. Makenna ise Caden'ın yanında kimsenin yanında hissetmediği kadar muhteşem hissedecektir. Daha önce kimseyle rahatça konuşamadıkları kusurlarını, korkularını ve anılarını, karanlık her şeyin üzerini örterken rahatça konuşabilecekler ve birbirine hiç olmadığı, hiç kimseyle olamadıkları kadar yakın hissedeceklerdir. 
Peki ışıklar yandığında ve yaşadıkları onca şeyden sonra birbirlerini ilk kez gördüklerinde geriye bunlardan hangisi kalacaktır? 

Puanım;


4 Ekim 2015 Pazar

KÂBUS KULÜBÜ SERİSİ - ANNIE GRAVES

" Hayal gücü olmayan birinin sıkılması çok normal! "
Yazar : Annie Graves 
Yayın evi : Martı Genç - Martı Yayınları
Çeviri : Çiğdem Köfüncü
Tür : Gençlik, Korku
Seri :
1 - İmdat! Abim Bir Zombi *
2 - Aynadaki Yansıma *
3 - Bir Köpeğin Kahvaltısı *
4 - Hamster Katili *
5 - Küçük Frankenstein'lar
6 - Kurt Isırığı
7 - Şeytan Bakıcı
8 - Lanetli Yumurta
*****
Kâbus Kulübüne katılmanız için yapmanız gereken tek şey; gerçekten ama gerçekten korkunç bir hikaye anlatarak ev sahibi Annie'yi ikna etmek. Bu sayede babanızı arayarak, gelip sizi almasını söylemek zorunda kalmazsınız. ^^ 
Annie'nın gelenekselleşmiş Cadılar Bayramı gecesinde tüm arkadaşları onda yatıya kalmaya gelir ve yine gelenek üzerine herkes sırayla en korkunç hikayeyi anlatır. Hikayenin ürkütücü ve korkunç olması için bir parça gerçek ve fazlasıyla inandırıcı olması gerekmektedir. Yoksa kovulursunuz!
Her kitapta farklı bir arkadaşın anlattığı korkunç hikayeye yer verilmiş. 
Bu çocuklar böyle kadar korkunç hikayeleri nasıl anlatabiliyor. o.O Bu gençler çıldırmış olmalı. >_<
Eğlenceliydi :D Dört kitabı tek seferde okudum sanırım ^^ Annie nın kurbağası Reçel ve muhteşem siyah kediciği Cırmık'ı çok sevdim :D
Annie'nın dediği gibi; Bu hikayelerden sonra uyumam imkansız. Korkumu bastırmanın tek yolu bir öykü daha okumak :D 
Peki sıradaki hikaye ne zaman çıkacak? (:

Puanım:





24 Eylül 2015 Perşembe

Gerçekten Bayramlaşalım Mı??

Pek çok insan için harika bir kaçış olsa da ben bayramlarda seyranlarda atılan hazır resimleri, mesajları hiç sevmiyorum. Daha doğrusu samimi bulmuyorum. Laf olsun diye atılan hazır mesajlara karşıyım. O mesajlara birkaç örnek vereyim...



vs.. vs..

Bunlar yerine basitçe sana özel olduğunu düşündüren, yani gerçekten bayramını kutladığını hissettiren iki kelime, birkaç cümle bile daha güzel bence. 
Teknolojinin nimetleri diyerek insanlar kolaya kaçar oldu. Bul bir tane Afilli mesaj sonra tüm listene postala. Kutladın mı? Kutladın, daha ne olsun dimi ama? 
Sevmiyorum, sevemiyorum ben. -_- Bilmiyorum çoğu kişi hayırsızlıkla suçluyordur beni, ya da sadece bunu mu yazmış gibi triplere giriyordur. Ben buyum arkadaş. Hazır mesaj yollamıyorsam, bir resim bulup tüm listeme postalamıyorsam da, kendi cümlelerimle bir şeyler karalamışsam bil ki özelsin. Daha ne olsun. (:
İşte bende bunlara, bana o şekilde mesaj, resim atanlara aşağıda göreceğiniz şekilde cevap veriyorum bir suredir.

Kısa ve öz. Ayrıca eşit samimiyette :P Elden gelen bu kadar.

Reklamlara, filmlere konu olan replikle bitireyim yazımı. "Nerede o eski bayramlar!." Erkenden kalkar hazırlanır, babamın camiden dönmesini beklerdik. Sonra birde ailece resim çekilirdik. Yaşlısı, genci, çocuğu, büyüğü... Hep birlikte... 
Üst üste iki bayramı ailemsiz geçirdiğimden midir nedir bilmiyorum ama şu sıralar o bayramları daha çok özlüyorum. >_<

Herkes için musmutlu, içten ve samimi, kalıplara sıkıştırılmamış bir bayram olmasını dilerim.
Bayramımız Mübarek Olsun ^^



16 Eylül 2015 Çarşamba

KÜÇÜK HIRSIZ - SENA YAVUZ

Yazar : Sena Yavuz
Sayfa : 416
Yayın evi : Martı Yayınları
Tür : Macera, Günümüz Aşk

*****
 O gün bitirdiğim birkaç şeyden biri 'Küçük Hırsız' kitabı. (Diğeri iş hayatım. Ne siz sorun ne ben anlatmaya başlayayım >_< ) 
Okuduğum ilk Wattpad kitabı olarak ne beklemem gerektiğini bilmeden başladım sayılır. Malum son dönemde oldukça büyük bir eğilim var. Seveni olduğu kadar eleştireni de var ve neredeyse her yayın evinden çıkan tazecik bir yazar var.  ^_^ Hepsinin ortak noktası Wattpad. Bence çok büyük bir şans. Hiçbir zaman yazar olabilecek kapasitem olmadı ama harika kitaplar yazan dostlarım oldu. Onların da bu şansı yakalaması, yazdıklarının değer bulması beni çok mutlu ediyor. (: 

"Ve kötü olan, prensese aşık olur.
Bizim hikâye fazlasıyla değişik."

Azra için hayatın onu mecbur bıraktığı şeylerden biridir hırsızlık. Hasta olan babaannesine hissettirmeden okulu bırakmış ve geçinebilmek için orada burada çalışmaya başlamıştır. Bir grup 'zengin züppe' tarafından işinden de olunca ilaç parası için alışkanlık haline getirdiği ödünç alma oyununa başvurur.  Yaşıtı olan ama dert tasa bilmeden gülümseyen o genç bu yüzden hedefi olmuştur. Yaşadıklarının hıncını almak ve kendince bir Robin Hood olmak. Farkında olmadığı şey ise o gencin, Ekin'in elinden kurtulamayacak, hatta onun sayesinde hayatının tamamen değişecek olmasıdır.
Hayatına sihirli değnekle dokunulan bir hırsız için neler değişecek ve bu değişim onun için nelere mal olacak?.  
"Bu hikayede mutlu son yok." 
Ama Anıl vaar.!! Ben bu kötü karaktere bayıldım. *_* Çok cool ^^ Onun bölümleri zevkle okudum. Hatta bırak Ekin'i. Orada Anıl varken Ekin de kim? demiş bile olabilirim. Kısaca #TeamAnıl *_*
Son olarak hikayede farkına vardığım bazı noktalara değineyim. Yazarımız bir hayli KDrama izliyor sanırım. Nereden, hangi diziden esinlendiği, o kısımlara geldiğim anda dudaklarımdan dökülüverdi :D Tabi ki kendi cümleleriyle harmanlayarak anlatmış. Bu yüzden göze batmıyor hatta kitaba yakıştığını bile söyleyebilirim. (:
Herkese Keyifli Günler ^^

Puanım:


15 Eylül 2015 Salı

AŞK YAĞMURU - JILL SHALVİS (Animal Magnetism, #1)

  Orjinal Adı : Animal Magnetism
Yazar : Jill Shalvis
Sayfa : 348
Yayın evi : Nemesis Kitap
Çeviri : Deniz Rukiyye Sakallı
Tür : Günümüz Aşk, Roman
*****
Okuduğu kitaba hemen yorum yazabilenlere çok imreniyorum ve kendime koca bir soru işareti hediye ediyorum. -_- Neden ben yapamıyorum? 
Bu kitabı aylar önce okudum. Hatta biraz daha zorlasam yıl olacak.(Çaktırmayın, Şuan da tekrar okuyor bile olabilirim O:) ) Bayıldığım harika detaylar vardı kitapta. Kızımızın hayvanlarla olan ilişkisi de öldüğüm kısımlardan sadece biriydi. *_* Yazarın anlatımını da çok sevdim. ^^ Okumak için sabırsız olduğum birkaç kitabı daha var. *_* 
Brady Miller hayatını, savaş meydanlarında, arkasında bıraktığı bir şey olmadığını bilerek cesurca savaşarak yaşamaya alışmış kiralık bir askerdir. Birlikte büyüdüğü ve kardeşleri olarak gördüğü Adam ve Dell onu sürekli yanlarına, Sunshine kasabasına davet ederler. O her defasında reddeder. Ta ki onlar hayır diyemeyeceği bir teklif sununcaya kadar. Bell 47 onun için atılan bir yemdir. Bu koca kuş, onun zayıf noktalarından biridir. Brady'nin karşı koyamayacağını biliyorlardır.  Kısa süreliğine gelmeye karar verdiği bu küçük kasabada Brady'nin arabasına arkadan toslayan biri, aracında sayısız garip hayvan olan bir kadın sayesinde tüm planları altüst olur. Ortama ve hayvan barınağının sahibi olan Lilah'ın tahmin edemediği davranışlarına alışmaya çalışırken kendini fena halde kaptırdığının farkında değildir. 

"Çünkü seninle aşka düşebilirim, Lilah. Öyle sert ve derin düşerim ki bir daha asla gün yüzüne çıkmak istemeyebilirim."
Lilah zorlukla nefes alıyordu. " Bunun nesi yanlış?"
"Boğulabiliriz!."

Peki bu aşk, gitmeye alışmış bir askeri kalmaya ve pembe panjurlu bir evde yaşamaya ikna edebilecek midir? :D

Herkese Keyifli Günler ^^  
Puanım:



13 Eylül 2015 Pazar

Aşk ve Para (Stephanie Plum )

Yönetmen : Julie Anne Robinson
Tür : Komedi, Polisiye, Macera
Senaryo : Karen Ray
Yapım Yılı : 2012
Ülke : ABD
Süre : 94 dakika
Oyuncular : 


Jason O'Mara

Daniel Sunjata

Sherri Shepherd

Debbie Reynolds

*****
Boşandıktan sonra ailesinin yanına dönen Stephanie büyük maddi sıkıntılar yaşar ve bir iş aramaya başlar. Kuzeni Vinnie'nın kefalet ofisine kelle avcısı olarak başvurur. Daha önce iç çamaşırı satmaktan başka bir iş yapmamış olan Stephanie için bu bambaşka bir macera olacaktır. Alabileceği dosyalara bakarken lisedeki sevgilisi Morelli'nin de onların içinde olduğunu, başına konulan ödülün hayatını değiştirebilecek kadar büyük olduğunu görür ve peşine düşmeye karar verir. Morelli'yi bulmaya çalışırken kendini onun işlediği, işlediğinin sanıldığı cinayete bulaşmış olarak bulur. Yakalamanın yanı sıra cinayeti çözmek ve Morelli'nin masumiyetini kanıtlamak için uğraşır. Bulduğu tüm tanıklar teker teker öldürülmeye başladığında ise, işler fena halde çığırından çıkacaktır..
Beyaz Yakalı Serseriler kitabını okumasam filmi keşfedebilir miydim bilmiyorum :P ya da kimbilir ne zaman denk gelir de izlerdim. :)
Gerçekten eğlenceli bir yapımdı. Stephanie karakterine Katherine Heigl hayal ettiğimden daha çok yakışmış. Sıkılmadan izledim ve film, devamı çıkarsa tereddütsüz açıp hemen izleyeceğim filmler arasına girdi ^^
Filmimizin Fragmanı;

Ve son olarak filmi izlemek için Tık Tık!!!

 Herkese Keyifli Seyirler ^^

BEYAZ YAKALI SERSERİLER - JANET EVANOVICH (Kelle Avcısı Stephanie Plum - 17 )

 Orjinal Adı : Smokin' Seventeen
Yazar : Janet Evanovich
Sayfa : 336
Yayın evi : Martı Yayınları
Çeviri : Didem Uğur
Tür : Komedi, Polisiye, Macera,
Seri:
17 - Beyaz Yakalı Serseriler * 
18 - Kafası Güzel Serseriler
19 - Notorius Nineteen
20 - Takedown Twenty
21 - Top Secret Twenty-One

*****
Uzun süredir gözümün önünde olduğu halde ertelediğim bir kitaptı. Kapak tasarımı, ismi, konusu çok çekici geliyordu. Bir gün Stephanie Plum, gel kız buraya! dedim ve okumaya başladım diyebilirim. Serinin 17. kitabı olmasından mı neden bilmiyorum ama bir hayli zorlandım. Beynimde iç savaş çıktı. Bazı yerler harika ilerleyip beni heyecanlandırsa da, bazı kısımlar bir o kadar beni yordu. Okurken kendimle cebelleştim. Sürekli bir eksiklikten yakındım ama ne olduğunu çözemeden son sayfaya geldim. Kitabı henüz okumamış olanlara tavsiyem önce Aşk ve Para filmini izleyin ^^ Ben sonradan bulmuş olsam da filmi izleyince her şey yerli yerine oturdu diyebilirim. Sanırım tek tek okunabiliyor olsalar da benim bünye Kitapları seri olarak istiyor :D 
Kızımız evlenmiş boşanmış ve kendini işine adamış acımasız bir kefalet ofisi memuru. Elinden ne vampir kurtuluyor ne de başka biri. Onu korkutabilen tek şey erkek arkadaşının ürkütücü büyükannesi. Kadın bana göre komedi :D Bu arada stephanie nin seçim yapamadığı iki isim var. Biri yakışıklı polis ve görünürdeki sevgilisi Morelli, diğeri ise güvenlik şirketinin karizmatik sahibi Ranger.
 Seçmek bu kadar zorken annesi ve büyük annesi ona yeni bir talip bulurlar. 
Tüm bu karmaşada birde kefalet ofisinin (-ki kendisi oldukça kasvetli bir karavan) bulunduğu arsada cesetlerin ortaya çıkmasıyla her şey iyice karışır. Cinayetlerin sebebini öğrenmeye çalışırlarken olayların boyutu değişecek ve Stephanie için işler hiçte kolay olmayacaktır.. 
"Connie, Lula ve Vinnie çoktan gelmiş, arabalarını sokağın ilerisine park etmişlerdi. Olay yeri inceleme arabası, polis arabası, ambulans, televizyon uydu arabası yoktu. Vay be, cinayetsiz bir gün. Acayip rahatlamıştım."
Ne kadar ilk kitap beni zorlasa da ikinciyi de okuyacağım. Hatta şimdi konu hakkında bir fikrim olduğu için daha rahat ve zevkle okuyacağımı düşünüyorum ^^
Herkese Keyifli Günler :)

Puanım:


6 Eylül 2015 Pazar

Indiana Jones - Kristal Kafatası Krallığı (Nazca Çizgileri - Peru )

 Pazarların vazgeçilmezi olan tv keyfimde bu hafta 'Indiana jones - Kristal Kafatası Krallığı' vardı. 
Bu seriyi her zaman çok sevmişimdir. İlk film olan 'Kutsal Hazine Avcıları' 1981 de gösterime girmiş. Ardından 1984 de 'Kamçılı Adam' , 1989 da ise 'Son Macera' isimli film vizyona girmiştir. aradan uzun bir zaman geçmiş, seri sevenlerine bir armağan olarak 'Kristal Kafatası Krallığı' 2008 de çekilmiş, tabiri caizse gişe rekoru kırmıştır. 
Yönetmen : Steven Spielberg
Tür : Aksiyon, Macera
Yapım Yılı : 2008
Ülke : ABD
Süre : 2 saat 4 dakika
Oyuncular : 
Harrison Ford

Shia Labeouf

Cate Blanchett

Karen Allen

Harika bir konu.. Zamanın ötesinde muhteşem efektlerle bezeli bir yapım, Harrison Ford da hayran olduğum büyük oyunculardan, e hal bu olunca filmi kaçırmadım tabi ki. 
Filmin konusu; Rus ajanlar amerikan üniformasıyla gizli bir üsse girerler. Aradıkları şeyi bulabilmek için Indiana yı kullanırlar. Neticede buldukları şeyin, yıllar önce aradıkları değerli ve efsanevi şey, kristal kafa tası olduğunu öğrenen Jones ve rus ajanlar arasında heyecanlı bir kovalamaca başlar. Gizli şehri bulup ait olanı yerine koymak isteyen jones ile gizli şehrin gücünü eline alarak gizemini çözmek ve dünyaya hükmetmeyi amaçlayan ajanlar arasında heyecan ve gerilim hiç bitmez. :) 
Filmin bir kısmında, gizemli bir bulmacayı çözerek Peru ya giderler. Bulmaca da sadece tanrıların okuyabildiği yazılardan bahsediyordur. Cevap tabi ki de Peru da ki dev boyutta olan çizimlerdir.. 

Evet konuyu saptırmaya başladığım noktalar bunlaarr.. Herhangi bir filmde veya kitapta dikkatimi çeken bir yer şekli ya da tarihten minik bir an olunca hemen araştırmaya başlıyorum. Hatta film devam ediyormuş, kitabın heyecanlı yeriymiş ne çare. Dikkatimi çekende işte bu yer şekilleriydi. Sevgili google amca Peru nun Nazca çölündeki esrarengiz ve gizemini hala koruyan bu dev çizimleri hemen önüme koydu. Sadece çizimler değil, bununla birlikte pek çok enteresan şeyi de öğrenmiş oldum. Bu çizgilerin nasıl veya kimler tarafından yapıldığı pek bilinmese de devasa hatta bazılarının  kilometrelerce uzunlukta olduğu bir gerçek.
İlk çizgi 1926 da keşfedilmiş ve yapımın 16. yüzyıla dayandığı düşünülüyormuş. Yani meşhur inka imparatorluğundan eskiymiş. Zeminde üzerini kaplayabilecek kadar kum olmadığı ve kurak bir iklim olduğu için bozulmadan kalmış. Gerçekten dehşet verici. Nasıl çizmişler? Neden çizmişler? Sanırım asla tam öğrenemeyeceğiz. >_<
İşte çizimlerden bazıları;







Herkese Keyifli Günler ^^



31 Ağustos 2015 Pazartesi

SENİN YERİNDE OLSAYDIM - LISA RENEE JONES

 Orjinal Adı : If I Were You
Yazar : Lisa Renee Jones
Çeviri : Hülya Bakça
Sayfa : 328
Yayın evi : Arkadya Bitter 
Seri : 
1 - Senin Yerinde Olsaydım* 
2 - Being Me
 3 - Revealing Us 
3.2 - Rebecca's Lost Journals
 4 - No In Between
 5 - I Belong to You
 6 - All of Me
*****
 Bir süre önce Arkadya yayınlarının yeni bir tarzla Arkadya Bitter'i çıkartacağı duyuruldu ve ardından sosyal paylaşım sitelerindeki alıntılarını görerek ilk kitabı feci şekilde merak ettik-ettim. :D
'Senin Yerinde Olsaydım' kadar beklediğim başka bir kitap daha olmadı sanırım. (Her şeyin yanı sıra Onda çok değerli kişilerin emeği var *_* ) Tabi ki elime geçer geçmez hemen okudum ama daha yeni yazabiliyorum (: Serinin devam kitabını, hatta yayın evinden çıkan diğer kitapları da merakla bekleyerek, ilk fırsatta okumayı planladığımı söylemeye gerek yok sanırım ^^
  
Kendi halinde bir öğretmen olan Sara, en yakın arkadaşı Ella'nın evinde unuttuğu günlük sayesinde sıradan hayatının bir hayli dışına çıkar. Önceleri günlüğün arkadaşına ait olduğunu zannetse de gerçeği kolayca öğrenir. Arkadaşı onu garaj satışlarından almıştır ve günlük Rebecca adında bir kadına aittir. 
 Ella'nın ani kararıyla başka bir ülkeye evlenmek için gitmesi üzerine günlük ve Rebecca'ya ait başka eşyalar Sara ya miras kalmıştır. İçeriğinde saplantılı bir seks hayatının anlatıldığı günlük Sara yı çok etkiler ve günlüğün bittiği yer, dahası Rebecca nın esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolmuş olması ise gelinen son noktadır. Her şeyden çok Rebecca yı bulup nasıl olduğunu öğrenmek ve eşyalarını iade etmek isteyen Sara, Rebecca nın eşyaları arasında bulduğu bir broşür sayesinde Allure Sanat Galerisine gitmeye karar verir. Kapıdan girdiği anda Rebecca yı arayışı yerini, derinlerde saklı tuttuğu sanat sevgisinin açığa çıkmasına bırakacaktır. Galeri sahibi Mark Compton la tanıştığında ise Rebeccan ın yerine çalışmak için yaz sezonun da bir iş sahibi olmuştur. Amacı Rebecca hakkında ipucu bulmak olsa da kendini aşık olduğu işe kaptıracak ve hayranı olduğu ünlü bir ressamla tanışacaktır. Mark Compton ve Chris Merit arasındaki gövde gösterisine maruz kalan kızımızın ise kimi seçeceği gerçekten zor bir karar olacaktır.

Harikaydı!. Yazarın hikayeyi anlatış biçimi ve özellikle kitabın çevirisi çok akıcıydı. Sıkılmadan bir bölüm daha diyerek çabucak bitirdim. Hele son sayfada 'Nayııırrr!!' diye ciyaklamış bile olabilirim :D 
 Kitabı sevdim ve bunu daha nasıl ifade edebilirim bilmiyorum. Arkadya Bitter'in kapak tasarımları ise ayrı bir harika. Görsellik ve renkler, kapaktaki desenler gerçekten muhteşem *_* İyi ki orjinal kapakla basılmamış. ^^ Aslında oda fena değil ve genelde orjinal kapak taraftarıyımdır ama ilk bakışta bana Linda Howard - Kara Melek kitabını anımsatmıştı. Nitekim yanılmamışım :D O yüzden bu halini çok sevdim. *_* İkinci kitap nasıl olacak ve ne zaman çıkacak.. Büyük merak içerisindeyim (:
Herkese Keyifli Günler ^^

Puanım :